İnsan Hakları Derneği
İnsan Hakları Derneği
Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’i Aramaktan Vazgeçmeyeceğiz.

                                                                                          

Demokratik siyasetin ve yurttaşın yönetime katılma hakkının engellenmesi, Türkiye’yi demokrasiden, hak ve özgürlüklerden uzaklaştırdı. Demokratik siyaset kanallarının kapalı tutulması, hak odaklı toplumsal muhalefeti düşmanlaştıran ve keskin bir siyasi kutuplaşma yaratan siyaset tarzında ısrar edilmesi, toplumsal sorunları çözümsüz bıraktı. Bu siyaset tarzı yalnızca hak ve özgürlükler alanında değil, ekonomik alanda da büyük bir yıkıma yol açtı. 

Artık yeter! Barış içinde, onurlu bir yaşam hepimizin hakkıdır. Özgür, eşit, adil bir yaşam hepimizin hakkıdır. Tüm sorunların konuşarak, müzakere edilerek demokratik yöntemlerle çözüldüğü, insan odaklı, hak odaklı siyasetin egemen olduğu bir ülke hepimizin hakkıdır. Bu haklarımızın güvence altına alınacağı bir demokratik dönüşüm hepimizin hakkıdır. 

1035.haftamızda, demokratik siyasette ısrar ettikleri için gözaltında kaybedilen Kürt siyasetçiler Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz için adalet istiyoruz. 

 

25 yaşındaki Serdar Tanış ve arkadaşları, 2000 yılında Silopi'de HADEP ilçe teşkilatı açmak üzere çalışmalara başladılar. Çalışma yürütenler , “Benim bulunduğum bölgede HADEP açılamaz, buna asla izin vermem” diyen Şırnak İl Jandarma Alay Komutanı General Levent Ersöz ve Silopi İlçe Jandarma Karakol Komutanı Yüzbaşı Süleyman Can’ın ağır tehdit ve baskısısyla karşılaştılar.Tüm baskılara rağmen, 3 Ocak 2001 tarihinde HADEP ilçe teşkilatı açıldı ve Serdar Tanış, İlçe Başkanı oldu. Ancak baskılar daha da arttı. 

25 Ocak 2001 tarihinde, Silopi Jandarma Komutanlığı'ndan Serdar Tanış’ı telefonla arayarak komutanlığa gelmesi istendi. Serdar Tanış, ilçe yöneticisi Ebubekir Deniz ile birlikte Silopi Jandarma Komutanlığı’na gitti ve bir daha onlardan haber alınamadı. 

Silopi Jandarma Komutanlığı, beş gün boyunca Tanış ve Deniz’i görmediklerini açıkladı. Kamuoyu baskısının artması üzerine Şırnak Valisi Hüseyin Başkaya, onların 25 Ocak'ta Silopi Jandarma Komutanlığı’na geldiklerini, ancak yarım saat kaldıktan sonra ayrıldıklarını belirtti. 

Baba Şuayip Tanış ise kamuoyuna yaptığı açıklamada: Oğlum, ilçe teşkilatını açmaya çalışırken Levent Ersöz bizi sürekli tehdit etti. Beni, Şırnak İl Jandarma Komutanlığı'na götürdüler. Levent Ersöz, 'Oğlun bu işten vazgeçsin, yoksa sizin için iyi olmaz' dedi. Oğlum parti çalışmaları için Diyarbakır’a gittiğinde, Levent Ersöz beni telefonla arayarak, 'Oğlun Serdar, Şırnak topraklarına ayak basarsa yaşatmam' dedi. Oğlum Diyarbakır’dan geldiğinde, Silopi İlçe Jandarma Karakolu'na çağrıldı. Gitti, bir daha da dönmedi" dedi. 

İnsan hakları örgütleri, aydınlar ve BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Komisyonu, Tanış ve Deniz’in akıbetinin araştırılması için devreye girdi, ancak tüm girişimler sonuçsuz kaldı. Dosya, etkin bir soruşturma yürütülmeden 2015 yılında takipsizlik kararı ile kapatıldı. Takipsizlik kararına yapılan itiraz ise Cizre Sulh Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Bunun üzerine aileler, 17 Ağustos 2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. AYM, 18 Temmuz 2019 tarihinde, suçun devamlılık arz eden özgün niteliği nedeniyle zamanaşımına uğramayacağını dikkate almaksızın başvuruyu süre aşımı gerekçesiyle reddetti. 

Oysa, 2005 yılında AİHM, “Yerel mahkemeler tarafından ayrıntılı bir adli inceleme veya bağımsız bir soruşturma gerçekleştirilmemiş olmasını üzüntü ile karşılıyoruz” diyerek Tanış ve Deniz’in kaybolmasından devletin sorumlu olduğu sonucuna varmış ve Türkiye’yi oybirliği ile mahkûm etmişti. (Başvuru No. 65899/01) 

Ancak Türkiye, AİHM kararını tam olarak uygulamadı ve sadece tazminat ödemekle yetindi. Yaşam hakkı ve adil yargılanma hakkı ihlalleri ile ilgili yükümlülüğünü yerine getirmedi.  

1035.haftamızda adli ve siyasi makamları göreve çağırıyoruz: AİHM kararını yerine getirin. Tanış ve Deniz dosyasında kayıplarımızın akıbetini açığa çıkaracak ve suçun fail ve sorumlularını cezalandıracak etkinlikte bir yargılama faaliyeti yürütün  

Kaç yıl geçerse geçsin Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.

Cumartesi Anneleri

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi

Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon