ADALET BAKANI'NA MEKTUP- HATİCE ONARAN SERBEST BIRAKILSIN !
Sayın
Yılmaz Tunç
TC. Adalet Bakanı
Hatice Onaran, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
üyesi olup yıllardır Hapishane Komisyonumuzda mahpus hakları ve hasta
mahpusların tedavi hakkına erişimi için faaliyet yürütmektedir. Özellikle hasta
mahpusların yaşam haklarının korunması ve tedavilerinin yapılabilmesi için çok
yoğun çaba harcamış, büyük bir insani dayanışma göstermiştir.
Hatice Onaran'ın gösterdiği bu insani dayanışma
içerisinde maddi durumu çok kötü olan yoksulluk sınırının altındaki birkaç ağır
hasta mahpusa 250 ile 400 TL arasında değişen cüzi miktarlarda para yatırmış
olması da dahildir. Nitekim Hatice Onaran, hasta mahpusların bizzat
kendilerinin derneğimize mektup yolu başvurusu ve ailelerin yaptığı başvurular
üzerine mahpusların yaşadığı derin yoksulluğa kayıtsız kalmamış, kendi
imkanları doğrultusunda aralarında eski eşi Menderes Leyla'nın da olduğu 8
hasta mahpus adına cüzi miktarda bir parayı hapishane idaresi hesabına
yatırdığı için “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanuna Muhalefet”
suçlamasıyla İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanarak 4 yıl 2 ay hapis
cezasıyla cezalandırılmıştır. İtiraz edilerek İstinafa taşınan mahkumiyet
cezasının birkaç ay içinde onanarak kesinleştiği ise 3 Ekim 2024 tarihinde TEM
polislerinin Hatice Onaran'ı almak için doğrudan evine gittiğinde öğrenilmiştir.
O sırada evinde olmayan Hatice Onaran, 10 Ekim 2024 tarihinde avukatları ve
arkadaşları ile birlikte adliyeye giderek teslim olmuş ve 10 Ekim 2024
tarihinden itibaren Gebze Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutulmaktadır.
Çalışma arkadaşımız Hatice ONARAN ile ilgili verilen
mahkûmiyet kararı akla, vicdana ve hukuka aykırıdır. Mahpuslara para yatırmak ve mahpusların
hesabına yatırılan paranın nasıl harcanacağı “Hükümlü ve Tutukluların Emanete
Alınan Kişisel Paralarının Kullanımına Dair Yönetmelik” ile düzenlenmiştir.
Birincisi; Mahpuslara elden para verilmez, mahpus
adına cezaevi idaresine yatırılır. Yönetmeliğin 5. Maddesine göre; “Banka ve posta
aracılığıyla gelen veya ziyaretçiler tarafından hükümlü ve tutukluların nam ve
hesabına yatırılan paralar, idarece görevlendirilecek bir personel tarafından
alınarak kaydedilir. Müdürü bulunan kurumlarda, hükümlü ve tutuklular hiçbir
şekilde yanlarında nakit para bulunduramaz.”
İkincisi; Mahpus adına cezaevi idaresi hesabına
yatırılan para da mahpuslara elden verilmez. Bakanlıkça belirlenen haftalık
limit dahilinde elektronik para ödeme sistemi ya da cezaevi idaresi hesabından
doğrudan kantin hesabına aktarılır.
Yönetmeliğin 8. Maddesine göre; “Müdürü bulunan
kurumlarda kalmakta olan hükümlü ve tutukluların yapacakları harcamalar, nakit
hareketi olmaksızın tutulan kayıtlar üzerinden gerçekleştirilir. Hükümlü ve
tutuklular, Bakanlıkça belirlenen haftalık limit dâhilinde, nakit hareketi
olmaksızın, elektronik para ödeme sistemi bulunan kurumlarda bu sistem
aracılığıyla, diğer kurumlarda doğrudan emanet para hesabından kantin hesabına
aktarılan para üzerinden harcama yaparlar. Emanet para hesabında para
bulunmaması ya da mevcut paradan daha fazla tutarda alışveriş yapılmak
istenmesi veya Bakanlıkça belirlenen haftalık limitin aşılması durumunda
ihtiyaç istem formu işleme konulmayarak kendisine bilgi verilir.
Mahpuslar adına cezaevine yatırılan paranın kullanım
tasarrufu tamamen idarenin yetkisindedir. Kullanımı yönetmelikçe belirlenmiş
olan mahpuslara yatırılan paranın “Terör Örgütünün Finansmanı” olarak
değerlendirilmesinin hukuka aykırılığı su götürmez bir gerçektir.
Üyemiz Hatice Onaran, yıllarca hasta mahpusların tedavisi
ve yaşam hakkı için mücadele ederken bugün kendisi hasta mahpuslardan biri
haline gelmiştir. Zira kendisi 60 yaşında, yüzde 79 engelli raporu olan ve
kolon kanseri tedavisi gören ağır hasta mahpus olarak cezaevine girmek zorunda
kalmıştır. Eğer hapse girmeseydi 16 Ekim 2024 tarihinde 3 ayrı vücut
bölgesinden tomografi çektirmesi ve detaylı biyokimyasal analiz yaptırması
gerekiyordu.
Hatice Onaran’ın, hastalıklarının tedavi ve takibi
yanında özel beslenme ve hijyenik bir ortamda yaşama zorunluluğu bulunmaktadır.
Bu koşullar hapishane koşullarında sağlanamayacağından kanser hastalığının nüks
etmesi, yayılması ihtimali güçlenmektedir.
Hatice Onaran, kanunlara uygun biçimde para yatırma
işlemi gerçekleştirdiği için hayati riski olan hastalıkları dikkate alınmadan
hapishaneye konulmuş ve Gebze Kapalı Kadın Hapishanesi’nde tutulmaktadır.
Bizler insan hakları savunucuları olarak
bakanlığınızı Hatice Onaran hakkındaki bu hukuksuzluğu düzeltmek için harekete
geçmeye çağırıyoruz.
Hatice Onaran hakkındaki hukuksuz kararın derhal
düzeltilmesini, hastalık durumu ve hapishane koşullarının sağlığına olumsuz
etkileri de göz önüne alınarak derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
İnsan Hakları
Derneği İstanbul Şubesi