(1024. Hafta ) Ramazan Tekin ve Mehmet Şirin Bayram için adalet istiyoruz!
(1024. Hafta )
Ramazan Tekin ve
Mehmet Şirin Bayram için adalet istiyoruz!
1024 haftadır, kayıp yakınlarının taleplerinin karşılık bulması
için Türkiye’nin demokratikleşmesine ihtiyacımız var diyerek buluşuyoruz. Ancak
demokratik bir ortamda, çatışmanın, çözümsüzlüğün değil, barışın, çözümün
hedeflendiği koşullarda taleplerimizin karşılık bulacağını biliyoruz.
Ancak ne yazık ki her güne ülkeyi çözümden, barıştan
uzaklaştıran yeni sorunlarla uyanıyoruz. Bu sorunlardan biri de yurttaşlık
statümüzü ve anayasal haklarımızı hedef alan kayyum atamaları oldu.
Hiç şüphe yok ki belediyelere kayyum atanması, seçme ve seçilme
hakkına yönelik ağır bir saldırıdır. Kayyumlar yoluyla bu hakkın özünün etkisiz
hale getirilmesi, seçmen iradesinin yönetime yansımasının engellemesi anlamına
gelmektedir.Hukukun üstünlüğü ilkesini, insan hakları ve demokrasi değerlerini
tümüyle ayaklar altına alan bu engelleme kabul edilemez.
Barışı, insan hakları ve demokrasi değerlerini korumak için,
yurttaş sorumluluğumuzun gereği olarak; kayyum uygulamasına son verilsin.
Halkın oyuyla seçilmiş belediye başkanları derhal göreve iade edilsin
çağrısında bulunuyoruz.Kayıplarımızın akıbetlerinin açıklanacağı, faillerin
yargılanarak cezalandırılacakları demokratik bir Türkiye talebimizi
tekrarlıyoruz.
1024. haftamızda antidemokratik yönetimler nedeniyle 28 yıldır
akıbetleri karanlıkta bırakılan, failleri cezasızlıkla korunan Mehmet Şirin
Bayram ve Ramazan Tekin’i unutmadık diyerek buluştuk.
Bayram Ailesi, Kulp Demirli köyüne bağlı
Bira Zeyna mezrasında yaşıyordu. Korucu olmaya zorlanan köylüler ağır baskı
görüyordu. Tüm baskılara rağmen köylüler korucu olmayı kabul etmeyince 1994
yılında köy yakıldı ve insanlar zorla yerinden edildi. Bayram Ailesi de
Diyarbakır’a göç etmek zorunda kaldı. Mustafa Bayram, oğlu Şirin ile birlikte inşaatta
çalışmak için Kocaeli’ne gitti.
18 yaşında olan Şirin, ailesine sevdiği
bir kız olduğunu söyledi. Aileler görüştü ve söz kesildi. Şirin nişan için Kocaeli’nden
eve geldi. 2 Kasım 1996 tarihinde köyde yaşayan amcasını ziyaret etmek için
yola çıktı. Hava kararınca, devam eden operasyonlar nedeniyle tehlikeli olur
diye yola devam etmedi. Geceyi geçirip sabah yola devam etmek üzere akrabaları
olan Ramazan Tekin’in Kulp’un Demirci köyündeki evine gitti.
2 Kasım 1996 gecesi 65 yaşındaki Ramazan
Tekin’in evi askerler ve korucular tarafından basıldı. 65 yaşındaki Ramazan
Tekin ile evde misafir olan Mehmet Şirin Bayram gözaltına alındı.
Gözaltına alınanların Kulp İlçe Jandarma
Karakolu’na götürüldüğü ve beş gün karakolda tutulduğu bilgisi ailelerine ulaşsa
da, başvurdukları karakol’dan “Biz almadık, bizde yok” cevabı verildi.
Aile, tanıdığı koruculardan bilgi
istedi. Ertesi gün M.B isimli korucu Mehmet Şirin Bayram’ı gözleri bağlı
biçimde Kulp Jandarma İlçe Karakolunda gördüğünü ve kendisiyle konuştuğunu
söyledi. Ancak karakola çağrılan korucu, şiddet görüp tehdit edilince
tanıklığını geri çekti.Aileler savcılığa başvurdu. Hazal Tekin, evlerine
yapılan baskında eşini ve misafirleri Mehmet Şirin’i gözaltına alanların içinde
iki korucuyu tanıdığını, isimlerinin Fettah ve Cumali olduğunu söyledi.
Kayıplarına ulaşmak için resmi makamlara
başvuran aileler “Askeriyeyi şikayet ediyorsunuz” diye ağır baskı ve tehditle
karşılaştı. Diğer gözaltında kaybetmelerde olduğu gibi etkin soruşturma
yürütülmedi. Ramazan Tekin ve Mehmet Şirin Bayram’dan bir daha haber alınamadı;
akıbetleri karanlıkta, failleri cezasız bırakıldı.
28 yıldır Bayram ve Tekin Aileleri
sevdiklerinin akıbetini öğrenememenin acısıyla yaşıyor. 28 yıldır annesi,
babası,kardeşleri Mehmet Şirin’i arıyor. 28 yıldır nişanlısı “Ölü ya da diri
bir haber alıncaya kadar Şirin’i bekleyeceğim”diyor.
Gözaltında kaybetme süresiz biçimde
soruşturmaya açık bir suçtur, zaman aşımına tabi değildir. Hemen şimdi bu hukuksuzluğa
son verecek, Mehmet Şirin Bayram ve Ramazan Tekin’in akıbetlerini açığa çıkartacak
ve ceza adaletini sağlayacak etkinlikte bir soruşturma başlatılması için
savcıları göreve çağırıyoruz.
Kaç yıl geçerse geçsin; Ramazan Tekin, Mehmet Şirin Bayram ve tüm
kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları
içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Cumartesi Anneleri
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
Gözaltında Kayıplara karşı Komisyonu